Bu süre içinde böceÄŸin kendisi de bambaÅŸka bir görünüm kazanarak göz kamaÅŸtıran bir kelebeÄŸe dönüÅŸür.
YumuÅŸaklığı ve parlaklığıyla yüzyıllardır en çok tercih edilen kumaÅŸ olan ipek, ipek böceÄŸi tırtıllarının ördüÄŸü kozalardan yapılır. Bu mucizevi canlılar, ilginç bir ÅŸekilde yalnızca dut yaprağı yerler. Dut aÄŸacı yapraklarından baÅŸka hiçbir ÅŸeyle beslenmezler.
İpek böceÄŸi tırtılları geliÅŸimlerini tamamlayınca, kelebek olmak için koza örmeye baÅŸlarlar. Sonunda da kendilerini, bu incecik ipek ipliklerinden örülmüÅŸ kozalarına hapsedip, uykuya dalarlar. Önce yalnızca minik bir tırtılla baÅŸlayan bu sürecin sonunda tırtıl kaybolurken ortaya ipekten örülmüÅŸ bir koza ile bir kelebek çıkmaktadır. Peki bu olay nasıl gerçekleÅŸmektedir? Åžimdi bu mucizevi süreci en başından inceleyelim.
Tırtıldan Kelebeğe...
İpek böceklerinin yeryüzünde birçok farklı türü bulunmaktadır. Bazı farklılıklar dışında hepsinde ortak olan dönemler; yumurta dönemi, larva dönemi, koza örme devresi ve ergin-kelebek dönemidir.
İpek BöceÄŸi Yumurtası Bir Yıl Nasıl Canlı Kalır?
İpek böceklerinin bir türü (univoltin ırk) sadece ilkbaharda yumurtlar ve bu türün verdiÄŸi yumurtalar diÄŸer ilkbahara kadar bekler. BaÅŸka bir türde (bivoltin ırk) ise yumurtalar ikinci yumurtlama için beklemeye girmeden, 11–12 günlük kuluçka devresi geçirerek yumurtadan çıkarlar. İkinci neslin verdiÄŸi yumurtalar ise bekleme dönemine girerek kışı geçirir ve ilkbaharda tekrar canlanırlar. Hindistan, Tayland gibi yetiÅŸtirildiÄŸi bölgelerin sıcak olması nedeniyle multivoltin ırklardan bir yılda 7–8 nesil elde edilebilir. Burada ilk akla gelen soru kuÅŸkusuz, bir yumurtanın bir yıl nasıl canlı kalabildiÄŸidir. Tıpkı tohumların topraÄŸa ekilip nem, sıcaklık, karanlık gibi uygun koÅŸullar saÄŸlandığında filizlenerek bitki, aÄŸaç haline gelmesi ve bu ana kadar uykuda olması gibi, ipek böceÄŸi yumurtaları da bir sonraki ilkbahar mevsimine kadar uykuda kalırlar. Vakti geldiÄŸinde ise harekete geçerler. Bu durumu, tuÅŸuna basarak komut verilen bir cihazın çalışmaya baÅŸlamasına benzetebiliriz.
Deri DeÄŸiÅŸtiren Larvalar
Yumurtadan çıkan larvalar, iklim ve hava ÅŸartlarına baÄŸlı olarak süresi deÄŸiÅŸen larva döneminde 4 defa deri deÄŸiÅŸtirirler. Larvalar yem yeme safhasında çok iÅŸtahlıdırlar ve sürekli taze dut yaprağı yerler. Adeta yaÅŸayacakları bir sonraki dönemde inzivaya çekileceklerini biliyor gibi karınlarını iyice doyururlar. BaÅŸları vücutlarına oranla küçük olan larvaların derilerinin parlaklığı ve gerginliÄŸi artar. Deri deÄŸiÅŸtirme (uyku) safhasının baÅŸlangıcında yemek yemeyi keserler ve durgunlaşırlar. Dinlenmek için yer ararlar. İpeÄŸimsi bir madde salgılayarak yapraklar üzerine tutunurlar, baÅŸlarını yukarı kaldırarak hareketsiz bir ÅŸekilde dururlar. Deri deÄŸiÅŸtiren larvaların vücudu ise büyümüÅŸtür. BaÅŸları da vücutlarına oranla artık daha büyüktür. Yem yeme safhasında parlak ve gergin olan deri, deri deÄŸiÅŸtirme sonrası gevÅŸer, buruÅŸur ve solgunlaşır.
20 Gün İçinde 10.000 Katına Çıkan Ağırlık
Deri deÄŸiÅŸtirme sürecini yaÅŸayan bir ipek böceÄŸi hemen hemen yumurtadan çıkış ağırlığının 10.000 katına ulaÅŸmıştır. Üstelik bu geliÅŸme, 20–25 gün gibi kısa bir süre içerisinde oluÅŸmuÅŸtur. Bu mucizevi geliÅŸmeyi anlamak için gözünüzde yeni doÄŸmuÅŸ bir bebeÄŸi canlandırın. Yaklaşık 3 kg ağırlığında doÄŸan bebek, 20–25 gün sonra devasa bir boyuta ulaÅŸarak 30.000 kg ağırlığına ulaÅŸsa bu mucize karşısında büyük hayrete düÅŸerdik. Ancak milyonlarca yıldır bu dönemleri geçiren ipek böceÄŸi larvaları bu mucizenin canlı birer örneÄŸidirler. Böcek erginleÅŸtiÄŸinde genellikle 7.-9. günlerde yem yemeyi keser, başını yukarı kaldırarak sallamaya ve oldukça nemli bir sıvı salgılamaya baÅŸlar. GöÄŸüs ve karın bölgesinin yarı ÅŸeffaf olması nedeniyle vücudunun hemen hemen %40'ını kaplayacak ÅŸekilde geniÅŸlemiÅŸ olan ipek bezleri deri altında fark edilebilir. Sindirim kanalının boÅŸaldığı ve larvanın kehribar rengini aldığı bu aÅŸamada ipek böcekleri artık koza örmeye hazırdır ve askıya alınmaları için toplanmaları gerekir.
Koza Örme Devresi BaÅŸlıyor
Yumurtadan çıkan ipek böceÄŸi tırtılı; önce büyük bir titizlikle seçtiÄŸi "askı" olarak kullanacağı dallardan birine çıkarak kendini aynı iplikle oraya baÄŸlar. Daha sonra salgıladığı ipeÄŸe sarılmaya ve koza örmeye baÅŸlar. Multivoltin ırklarda 2–3 gün, uni ve bivoltin ırklarda 3–4 gün içerisinde koza örme iÅŸlemi biter. İpek böceÄŸi, ipliÄŸini çıkardığı sürece, başını 8 çizer gibi sürekli oynatır, kozanın bir bölümünden diÄŸer bölümüne geçerek örme iÅŸlemine devam eder. Başı dönmeden ve dengesini hiç kaybetmeden yaptığı bu hareketi, 3–4 gün süresince yaklaşık 130.000 kez tekrarlamaktadır. Bu süre içerisinde tırtıl, ortalama 900-1500 m. uzunluÄŸunda bir iplik çıkarır. Bu rutin hareketi yapan tırtılın boynunun ya tutulması, ya da iÅŸlevini yitirmesi gerekirken, o büyük bir çaba ile üretimine devam eder. İpek üretimi sona erdiÄŸinde ve bezler boÅŸaldığı zaman artık çok zayıflamış olan tırtılın ya ölmesi, ya da hastalanması gerekir ancak tırtıl baÅŸkalaşıma uÄŸrayarak, bir iki gün içinde daha güçlü bir yapıda olan "krizalit"e dönüÅŸür.
İpek BöceÄŸi Krizalitten KelebeÄŸe Nasıl DönüÅŸüyor?
Koza örmenin 4. veya 5. gününde krizalit haline dönüÅŸen ipek böceÄŸi, 8–14 gün süren krizalit devresinde metamorfoza uÄŸrayarak kelebek haline dönüÅŸür. Burada ise yine baÅŸka bir mucize gerçekleÅŸmiÅŸtir. Bir tırtıl kendi salgıladığı maddeyle kendini sarmalayarak gözden kaybolur, saklanmadan önce yerde yürüyerek ilerleyen bu böcek, iki hafta içinde ise bir kelebek olarak dışarı çıkar. Kelebek alkali yapıdaki salyası yardımıyla kozayı delerek dışarı çıkar. Yani kelebek haline gelen tırtıl, bir kozada olduÄŸunu, buradan çıkma vaktinin geldiÄŸini, buradan çıkmak için özel bir sıvıya ihtiyacı olacağını, kozayı delmek için bu sıvının sahip olması gereken formülü ve bunu vücudunda nasıl üreteceÄŸini de adeta "bilmektedir". KuÅŸkusuz bir kelebeÄŸin tüm bu bilgileri bilmesi imkânsızdır; ona, bu bilgileri kodlayan bir tasarımcı vardır.
İpek Nasıl Üretiliyor?
Kozayı örme ve tamamlama iÅŸlemi, gece gündüz durmaksızın 3–4 gün sürmektedir. Birkaç mm.lik boyuyla, günlerce ara vermeden çalışan bu tırtıl olaÄŸanüstü bir güç göstermektedir. Bunu insanlar ile kıyaslayarak daha iyi anlayabiliriz. ÖrneÄŸin; insan günlük uykusunu almadığında hem zihnen, hem de bedenen güçsüzleÅŸmesine raÄŸmen, ipek böceÄŸinde herhangi bir bitkinlik görülmemektedir. Yumurtadan tırtıla, tırtıldan kelebeÄŸe giden bu döngünün içinde hayatını sürdüren ipek böceÄŸi, dünyanın en saÄŸlam ipliÄŸini üretir.
AraÅŸtırmalara göre; ipek üretiminin sırrı, ipek böceklerinin salgı bezlerindeki ipek proteinlerinin, suda çözünebilirliÄŸini nasıl kontrol ettiklerinde yatmaktadır. Tüm süreç, su miktarıyla kontrol altında tutulur. Organizma ipek bezine protein gönderir, ancak bunu yaparken oraya ne kadar su bıraktığını denetler. Bu hassas ölçüler de ipeÄŸin saÄŸlamlığında rol oynar.
İpek, Bilinen En Sağlam Doğal İpliktir
Gökleri ve yeri üstün bir ilim ile yaratan Allah'ın ilhamıyla hareket eden ipek böceklerinin ürettikleri saÄŸlam doÄŸal iplik, bilim adamlarına da ilham kaynağı olmaktadır. Ancak bilim adamları henüz bu saÄŸlamlıkta bir iplik üretmeyi baÅŸaramamışlardır. Son yıllarda araÅŸtırmalarını hızlandıran bilim adamları, hala ipek böceklerinin nasıl bu kadar saÄŸlam iplikler yapabildiklerinin sırrına ulaÅŸmaya çalışmaktadırlar. Uzmanlar;
İpeğin tıp alanında, tahrip olmuş diz bağlarının onarılması ve yapay kemik dokusu oluşturulmasında kullanılabileceğini,
Bulgularının doÄŸruluÄŸunun kanıtlanması halinde, çok saÄŸlam koruyucu giysi ve spor malzemeleri üretiminin yanı sıra kemik dokusu için de laboratuvarda yapay ipek üretilebileceÄŸini belirtiyorlar.